Blog
sabit tente

"Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirisi" 225 yaşında


Fransız devriminde Versailles'a yürüyerek hak ve ekmek isteyen yurttaşlar için hazırlanan 'Yurttaş ve İnsan Hakları Bildirisi'nde feminist yazar Olympe de Gouges'ün hazırladığı 'Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirisi' bugün 225 yaşında.


'Kadın olarak politikaya karıştığı için' giyotine gönderilen Olympe de Gouges'in kaleme aldığı bildiri, kadın haklarına yönelik çalışmaları etkileyen ilk yazılı belge olma özelliği taşıdı. Dünya tarihinde önemli bir yere sahip olan 1789 Fransız Devrimi tüm yurttaşlara eşitlik, özgürlük ve kardeşlik vaat etmişti. Ancak kadınlar söz konusu "tüm yurttaşlar" arasında yer almamış ve buna karşı mücadelelerine devam etmişti. Devrimin ardından yayınlanan "Yurttaş ve İnsan Hakları Bildirisi"nde yer almayan kadınlar "Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirisi" hazırladı. Devrimde krallığın merkezi olan Versailles Sarayı'na yürüyen, ekmek isteyen, devrimde aktif şekilde yer alan kadınlar asıl olarak erkeklere haklar getiren bildirgeye karşı, Eylül 1791 tarihinde "Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirisini" ilan etti. Fransız yazar, feminist Olympe de Gouges tarafından kaleme alınan "Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirisi" daha sonra kadın haklarına yönelik çalışmaları etkileyen ilk yazılı belge olma özelliği taşıdı.

'Kadın olarak politikayla ilgilendiği için' giyotine gönderildi Ancak Olympe de Gouges 1793 yılında "doğa kurallarına başkaldırarak, yönetenin erkek, yönetilenin kadın olması anlayışına aykırı davranması" nedeniyle giyotine mahkum edildi. 'Devrimci Mahkeme'nin idam gerekçesi, ise kadınların neden ve neye karşı mücadele ettiğini en açık şekilde gözler önünü seriyordu: 'Olympe de Gouges kendi cinsine yaraşmayacak şekilde politikayla ilgilendiği için ve ölümü diğer kadınlara ibret olsun diye, mahkum edilmiştir.'

Olympe, Devrim Mahkemesi'nde 'Titreyin, çağdaş Tiranlar! Mezarımın derinliklerinden duyulacak sesim. Cesaretim, sizin daha barbar davranmanıza neden oluyor…' demiş bir ay sonra 3 Kasım 1793'te giyotinle katledildi.

Kadın haklarını güvenceye alan maddeler yer aldı

İnandığı her şeyin uğrunda sonuna kadar direnen Olympe'nin kaleme aldığı bildirinin1. maddesinde 'Kadın özgür doğar, hukuksal olarak erkekle eşittir' denildikten sonra, 13. maddesinde kadın yurttaşların haklarının güvence altına alınması kamu yararının gereği olduğuna yer verildi. Fransız Devrimiyle mülk sahibi olanlara tanınan Kurucu Meclise girebilme hakkının, kadınlara da bir yurttaş hakkı olarak tanınmasını sağlamak üzere bildirinin 17. maddesinde mülk edinmenin hem erkek hem de kadın için kutsal ve dokunulmaz olduğu kabul edildi.

Bildirinin tamamı ise şöyle:

Başlangıç

Biz, anneler, kız çocukları, kız kardeşler, ulusun temsilcileri, Ulusal Meclise alınmayı talep ediyoruz. Toplumun sefaletinin ve siyasal iktidarların ahlâki bozulmuşluğunun başlıca nedenlerinin, kadınların haklarının tanınmaması, unutulması ya da göz ardı edilmesi olduğunu göz önüne alarak, kadınların doğal, devredilemez ve kutsal haklarını bir bildirgeyle ilân etmeye karar verdik. Böylelikle istiyoruz ki bu bildirge toplumun bütün üyelerinin gözü önünde dursun, herkese hak ve yükümlülüklerini hatırlatsın; kadınların ve aynı şekilde erkeklerin iktidarı kullanmaları siyasal kurumlar açısından karşılaştırılabilsin ve buna daha çok saygı gösterilsin; kadın yurttaşların basit ve dokunulmaz esaslara dayanan şikayetleri daima, anayasanın ve iyi geleneklerin korunması ve herkesin esenliği için etkili olabilsin. Güzelliği ile olduğu kadar anneliği üstlenme cesaretiyle birlikte düşünülen kadın cinsi olarak bugün, Tanrının da yardımıyla, kadının ve kadın yurttaşların haklarını bu bildirgeyle tanıyor ve ilan ediyoruz:

1- Kadın özgür doğar ve erkeklerle eşit haklara sahip olarak yaşar. Toplumsal farklılıklar yalnızca genel yarar nedeniyle kabul edilebilir.

2- Her siyasal topluluğun hedefi ve amacı, hem kadının hem de erkeğin doğal ve devredilemez haklarını korumaktır. Bu haklar: Özgürlük, güvenlik, mülkiyet ve özellikle baskıya karşı direnme hakkıdır.

3- Egemenlik ilkesi, kadın ve erkeklerin birliğinden başka bir şey olmayan ulustan kaynaklanır. Hiçbir organ ve kişi, bundan kaynaklanmayan bir gücü kullanamaz.

4- Özgürlük ve adalet kişilere, hakları olanı geri vermektir. Kadınlar doğal haklarını kullanırken, yalnızca erkeklerin karşılarına çıkardıkları sürekli engellenmektedir. Bu kısıtlamalar doğa ve aklın yasalarıyla ortadan kaldırılmalıdır.

5- Doğanın ve aklın yasaları, topluma zarar verecek tüm edimleri bertaraf eder. Bu yasaların izin verdiği ve tanrısal yasaların yasaklamadığı hiçbir şey engellenemez ve hiç kimse bu yasaların açıkça emretmediği bir şeyi yapmaya zorlanamaz.

6- Yasa, genel iradenin ifadesi olmalıdır. Bütün kadın ve erkek yurttaşlar bizzat ya da temsilcileri aracılığıyla yasaların yapımı sürecine katılmalıdır. Yasalar herkese eşit olarak uygulanmalıdır. Yasa önünde eşit olan bütün kadın ve erkek yurttaşlar, yetenek ve erdemlerinden başka bir ayrım gözetilmeksizin, kamu hayatındaki bütün makam, memuriyet ve mevkilere eşit olarak kabul edilmelidir.

7- Kadınlar ayrıcalıklı haklara sahip değildir; kadınlar, yasalarda belirtilen koşullarda itham edilir, gözaltına alınır ve tutuklanır. Kadınlar, erkeklerin tâbi olduğu ceza yasalarına tâbidir. 8- Yasa yalnızca açıkça zorunlu olan cezalar koyar ve hiç kimse suç oluşturan eylemden önce hukuka uygun olarak yürürlüğe konmuş ve kadınlara meşru biçimde uygulanan yasalar olmaksızın cezalandırılamaz.

9- Yasalara göre suçlu bulunmuş her kadına, yasanın öngördüğü yaptırımlar sonuna kadar uygulanmalıdır.

10- Hiç kimse, esaslı derecede farklı olsa bile, düşüncelerinden dolayı koğuşturulamaz. Kadın idam sehpasına çıkma hakkına sahiptir. Bu nedenle eylem ve ifadeleri yasalarla korunan kamu düzenini bozmamak koşuluyla, konuşma kürsüsüne de çıkma hakkına sahip olmalıdır.

11- Düşünce ve görüşlerin özgürce ifade edilmesi, kadınların en önemli haklarından biridir, çünkü bu özgürlük, babaların çocuklarıyla olan babalık bağlarını güvence altına almaktadır. Her kadın yurttaş, barbar bir önyargı tarafından gerçeği gizlemeye zorlanmadan özgürce şunu söyleyebilir: "Ben, senin bana verdiğin çocuğun annesiyim." Bu hak, bu özgürlüğün kötüye kullanılmasından dolayı yasalardan kaynaklanan sorumluluğu ortadan kaldırmaz.

12- Kadınların ve kadın yurttaşların haklarının güvence altına alınması, daha büyük bir yaran zorunlu kılar. Bu güvence, bu hakların tanındığı kişilerin ayrıcalığı olmamalı, herkesin yararına hizmet etmelidir.

13- Güvenlik güçlerinin giderleri ve idari harcamalar için erkeklerden ve kadınlardan eşit ölçüde katkı talep edilir. Kadınlar bu yükümlülük ve ödevleri yerine getirdiklerinden dolayı, mevki ve işlerin, alt ya da üst derece memurlukların ve diğer mesleklerin paylaşılmasına da katılmalıdır.

14- Kadın ve erkek yurttaşlar, bizzat ya da temsilcileri aracılığıyla, vergilerin zorunlu olup olmadığına karar verme hakkına sahiptir. Kadın yurttaşlar, varlıklarından, erkeklerle eşit oranda vergi verme ilkesini ancak, kamu yönetimine ve vergilerin toplanması, bunların kullanılması ve süresinin belirlenmesi sürecine katılabildikleri takdirde kabul ederler.

15- Kamu harcamalarına erkeklerle eşit olarak katkıda bulunan kadınlar, her kamu makamından mali işlerle ilgili olarak bilgi alma hakkına sahiptir.

16- Hakların güvence altına alınmadığı ve güçler ayrılığının benimsenmediği bir toplumun anayasası yoktur. Eğer ulusu oluşturan bireylerin çoğunluğu, yapımına katılmamışsa, o anayasa yoktur ve geçersizdir.

17- Ortak olarak ya da tek tek, mülkiyet her iki cinsin de hakkıdır. Herkes dokunulmaz ve kutsal olan bu hakka sahiptir. Yasalarca belirlenmiş kamusal bir zorunluluk bunu açıkça gerektirmedikçe, ayrıca adil ve önceden belirlenmiş bir tazminat ödenmedikçe, kimse ulusun asli miras payından yoksun bırakılamaz.